Sayfalar

25 Kasım 2011 Cuma

Çocuklarımızı El Bebek, Gül Bebek Yapmak!




Duygusal Zeka Neden IQ’dan Daha Önemli? Adlı kitabına Daniel Goleman, doğuştan ve biyolojik olarak sıkılgan olan çocuklar üzerine Jerome Kagan’ın yaptığı araştırmayı alıntılamış. Çocuklarını can sıkıcı tecrübeler yaşamaktan koruyan anneler, büyüdükçe başı korku ile belaya giren çocuklar yetişmesine sebep oluyorlar. Çocuklarını sürekli ve yavaş yavaş dünya ile iletişim halinde olmaya eşvik eden anneler daha cesur çocuklar yetiştiriyorlar. Bu sonuç, çocukların hayatın zorluklarından korunması gerektiğine inanan pek çok ebeveynin düşüncesi ile çelişiyor. Aksine, anne,babaları korkularını yenmesi için onları cesaretlendirildiklerinde biyolojik olarak korkak olan çocuklar bile çok daha iyi sonuçlar elde edebiliyor.



“Çocuksulaştırmak” sizin de tahmin edeceğiniz anlamda psikiyatrik bir terim- bunun yerine daha az teknik olan “çocuğumuzu el bebek gül bebek yapmak” ifadesini kullanabiliriz. Pek çok sebep dolayısıyla, bugün çocukların büyük kısmı beş sayfalık bir kompozisyonda imla ve dilbilgisi hatası olmadan birkaç paragraf yazamıyor. Amerikalı çocukların pek çoğu yirmili yaşlarında çamaşır makinası kullanmayı, yumurta kırmayı, gömlek ütülemeyi bilmeden evden ayrılıyorlar. Yirmi beş- yirmi sekiz yaş arası pek çok erkek hala evde yaşıyor ve bunların pek çoğu ne kira veriyor ne de evde iş yapıyor.

1970’lerde bir üniversitenin yuvasında öğrencilerle ilgili endişe verici bir eğilim fark ettik. Resim yapmak ve el işi çalışmak gibi faaliyetlerle karşı karşıya kaldığımızda dört yaş grubundaki çocuklardan bazıları çok az çalışıp sonra duruyor, çizdikleri her çizgi için övülmeyi bekliyorlardı. Zaman geçtikçe bu çocukların ebeveynlerinin, iyi olacağını düşünerek  benlik değeri önerilerinin cazibesine kapıldıklarını anladık. Çocukların kendilerine verdikleri değerin zedelenmesini istemedikleri için yaptıkları en ufak işler için onları ödüllendirmenin en iyi yaklaşım olduğuna karar vermişlerdi bilinçaltında. Tabii ki böyle bir desteğin sıklıkla kullanılması aksi etki yapmıştı;çocuklar dışarıdan gelen ödüllere çok bağımlı oldukları için kendi başlarına kaldıklarında kendilerini çaresiz hissetmişler, nihayet benlik değerleri tehlikeli boyutlara kadar düşmüştü.

Uzman Dr. Sylvia Rimm, Akıllıca Çocuk Yetiştirme: Çocukları Bir Şeyler Öğrenecekleri Şekilde Nasıl Yetiştirebilirim? adlı kitabında çok fazla korundukları için bağımlı olan çocukların ellerindeki silah hakkında şunları yazıyor” Çok iyi yürekli ve sorumluluk sahibi oldukları için ve çocukların silahları ( gözyaşları ve merhamet ricaları) da ikna edici olduğu için ebeveynler ve öğretmenler, çocukların mücadele fırsatlarını ellerinden aldıklarının farkında olmayarak onları korumaya devam ederler”.

Ama anne-babaların niyetleri kötü değildir, değil mi? Muhakkak ki kötü değildir. Fakat bütün iyi niyetlerine rağmen, yaptıkları en ufak şeyler için ödüllendirilmek işe yaramaz. Mücadele etme zevkinden çocukları mahrum eder ve onları hareket etmez hale getirir. Walter Mischel’in çocukları ödüllendirmeni geciktirilmesi üzerine araştırma sonuçları kendilerine verilen şekerlemeleri hemen alan dört yaşındaki çocukların hayatlarının daha sonraki dönemlerinde, daha fazla şekerleme almak için birkaç dakika bekleyen çocuklardan çok farklı olduklarını ortaya çıkarttı. Ergenlikte, ödüllendirilmeyi sonraya bırakabilenlerin diğer gruba oranla  bir şeyi sabırla bekleyebildikleri, işlerinde çok daha başarılı olduklarını, toplumsal ve duygusal uyum sağladıklarını,daha az sıkıntı yaşadıklarını, tercih edildiklerini,daha mutlu olduklarını  ortaya koymuştur.

İYİ EBEVEYNLERİN YAPTIĞI EN KÖTÜ 7 ŞEY
JOHN C. FRİEL, LINDA D. FRİEL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder